sessizlikiyi (şimdiye kadar 10 posta) | | ÜLKÜCÜLÜK
Ülkücülük Batı dillerinden dilimize giren idealistlik kelimesiye aynı olan bir anlam belirtmektedir. Ülkücülük veya idealizm insan kafasının içinde elde edilmesi varılması en mükemmel, en güzel, kendisini mutlu edecek hedeflerin tasarlanması ve bu hedeflerin gerçekleştirilmesi için arzu gösterilmesi ve çalışılması anlamını taşır. İnsanlar arasında idealistler yetişmeseydi insanlık bugün dünyayı aydınlatan birçok gelişmelerini, birçok alanlardaki yükselişlerini sağlayamazdı. Her gerçek, her fikir Önce insanların kafasında bir hayal olarak doğar. İnsanlar hayal ederler. Hayal kurarlar. Bu hayalleri kendileri için iyi olan, kendilerinin özledikleri, elde etmekle mutluluk duyacakları bir takım istekleri, bir takım özleyişleri belirtir. İnsanlar hayalleriyle büyük ölçüde İnsan olurlar. İnsanlar hayalleriyle diğer canlılardan bir ayrıcalık gösterirler ve gerçekten insanlık vsfınt kazanmış olurlar. İşte ülkücülük de yani idealizm de insanların ve insan topluluklarının kendileri için varılması mutluluk sağlayacak, varılmasıyla en gelişmiş, en yükselmiş bir durum sağlayacak, bir hayalin düşünülmesi ve insan beyninde tasarlanarak şekiliendirilmesidir.
Her toplumda idealistler vardır, ülkücüler vardır ve ülkücülerin, idealistlerin bulunuşu toplumlar için bir saadettir, büyük bir talihtir! Türk Milleti için bizim düşündüğümüz ülkü nedir? Türk Milleti için tasarladığımız ideal nedir? Herşeyden önce Türk Milletinin ahlakta, maneviyatta, insanlık duygularında en yüksek seviyede bulunması, yaşaması ve ilimde, teknikte dünyanın en ileri gitmiş varlığı haline gelmesi ve ekonomik açıdan kalkınmış, tarımını modern tekniğe göre geliştirmiş ve modern sanayinin kurmuş, refahlı bir toplum haline gelmesi, Türk toplumu için bir Türk milliyetçisinin düşüneceği ülkünün esaslarından mühim bir kısmını teşkil etmektedir. Türk milliyetçiliğinin, ülkücülüğünün sınırları içinde sade bunlar mı vardır? Sade bunlar değil başka düşünceler, başka hedefler de vardır. Bu hedefler Türk Milletinin merhamet dilenmiyecek bir duruma gelmesi, kendi gücüyle ayakta duran, kendi gücüyle varlığını koruyabilen ve sözünü dünyanın her yerinde saydırabilen bir varlık haline gelmesi düşüncesidir.
Bunun yanı sıra Türk milletinin haklarını her zaman dünyaya tanıtabilmesi, dünyaya duyurabilmesi düşüncesidir ve yine bunun yanı sıra bütün Türklerin kölelikten, yabancıların buyruğu altında yaşamaktan kurtulması ve Şelf Determination, yani kendi mukadderatına kendilerinin hakim olması kutsal prensibine 'göre, hepsinin bağımsız hale gelmeleri, bağımsız olmaları Türk ülkücülüğünün bir diğer görüşü, düşüncesidir. Bunun için milli doktrinin önemli bir ilkesi olarak ülkücülüğü almış bulunmaktayız.
Türk milliyetçilerinin ülkücülük tarifinin sınırları içinde bulunacak görüşlere, fikirlere ancak genel olarak işaret etmiş bulunmaktayız. Türk ülkücülüğünün hedef aldığı düşünceler genel olarak belirtilmiş olan bu fikirlerden ibaret değildir. Ülkücülüğümüzün içerisinde her mesleğe mensup Türk milliyetçilerinin kendi mesleklerinde en ileri, en yüksek ve gerek kendi milletimiz için, gerek insanlık için en çok yararlı neticeleri elde etmek görüşü de yer alacaktır. Bir Türk milliyetçisi kendi toplumu için, kendi milleti için idealizmi daima göz önünde bulunduracak, bu genel idealizm prensipleri ile birlikte kendi sahası, kendi branşı ile ilgili çalışmalarında da bu temel ve genel mahiyetteki ülkücülüğün esaslarına uygun, onunla bütünleşmiş bir halde kendi branşı ile ilgili ülkücülüğünü de tespit edip güdecektir. Ülküler uzak hedeflidir, uzun vadelidir. Bir ülkünün hemen yarın gerçekleşmesi mümkün olmayabilir. Ülküler önümüzdeki yıllan, önümüzdeki yüzyılları kapsayabilir. Ama ülkü insanın kalbini aydınlatan bir ışıktır. Ülkü insanların yönünü tayin etmesini sağlayan bir kılavuzdur. Milletler için de milli ülkü, milletin kılavuzu, milletin yolunu aydınlatan güneşidir, ülküsüz insan çamurdan bir varlık gibidir. Ülküsüz insan dümensiz, pusulasız bir gemi gibidir. Bunun için her Türk milliyetçisi, her Dokuz Işık'çı mutlaka ülkücü olacaktır, mutlaka ülkü sahibi bulunacaktır. Hem milii ülkü sahibi olacaktır, hem insani ülkü sahibi olacaktır, hem de kendi mesleğiyle ilgili ülkücü bir kişiliğe sahip olacaktır ki, hem de kendi mesleğinde başarılı, yararlı bir kişi olarak gelişsin, hem de mensup olduğu topluma, milletine yararlı hizmetler yapsın, insanlığa yararlı faaliyetler gösterebilsin. Bunun için Dokuz Işık doktrininin çok önemli ilkelerinden olan ülkücülüğe büyük değer vermekteyiz.
Ülkücüyüz! İnsanlık ailesi, yeryüzünde yaşayan bütün insanlar, milletler denen ayrı ayrı üyelerin bir araya gelmesinden meydana gelir. Bir insan, insan olmak isterse, İnsanlığa hizmet etmek isterse, evvela kendi milletine hizmet etmeli, kendi milletini yükseltmeye, kendi milletini mutlu kılmaya çalışmalıdır. Bunu yaptığı takdirde
aynı zamanda insanlığa da hizmet etmiş olur. Çünkü bir insan kendi ailesini düşünür ve ona karşı vefalı kalırsa, insanlık duyguları en olgun seviyeye erişeceği için, kendi ailesi dışındaki insanlara karşı da yararlı ve vefalı olur. Bir insan kendi milletine faydalı olamaz, kendi milletine karşı bağımlılık duymazsa, onun insanlığı düşünmekten bahsetmesi nihayet bir fantezi olur. İnsan, yetiştiği toprağın, yetiştiği milletin refahını, iyiliğini, saadetini ve şerefini temin etmelidir. Bunu yaptığı takdirde, o millet insanlığın bir parçası olduğu için, dolayısıyla insanlığa da hizmet etmiş oiur.
Ülkücülüğümüz nedir? Ülkücüiüğümüz; Türk Milletini en kısa yoldan en kısa zamanda modern uygarlığın en üst seviyesine çıkarmak; mutlu, müreffeh hale getirmek; bağımsız, özgür, kendi haklarına sahip bir hayata kavuşturmakdır.
Kişilere hürriyet, milletlere istiklal başta gelen prensiplerimizdendir. İnsanlar hür ve eşit haklara sahip olarak doğarlar. Kabiliyet ve görevlerinin dışında insanlar haklarına tam olarak sahip kılınmalıdırlar.
Toplum içerisinde insanlar şahsi liyakat ve kabiliyetlerine göre görevlendirilmeli ve bir sıraya konulmalıdır. Bütün bunlarla beraber ayrımsız olarak herkese bir imkan eşitliği sağlanmalıdır. İmkan eşitliği derken mücerret anlamda bir eşitlik anlaşılmamalıdır.
Bu ülkücülüğümüz içine bugünkü sınırlarımızın dışında bulunan Türklere ait herhangi bir şey girer mi?
Türk adı taşıyan herkes bizim sevgi ve ilgimizin çevresi içindedir. Bundan vazgeçemeyiz. Bu her milletin tabii hakkı olduğu gibi Türk milletinin de tabii hakkıdır. Bu günün Birleşmiş Milletler Anayasa,! yeryüzünde yaşayan her millete "kendi mukadderatına hakim olmak" (şelf determination) dedikleri prensibi kutsal bir prensip olarak ilan etmiştir. Bugün Afrikada yaşayan ve bugüne kadar hiç bir bağımsız devlet kuramamış olan Zencilere dahi, kendi mukadderatına hakim olmak (şelf determination) hakkı kutsal bir hak olarak tanınır ve bunların her biri yabancı boyunduruğundan, sömürgecilerin elinden kurtulup bağımsızlığını alırken, başkalarının boyunduruğu altında tutsak bulunan Türklerin tutsaklıktan kurtulmalarını istemek, dilemek, bunun için iyi niyetler taşımak, Türk olan herkes için en tabii ve kutsal bir haktır.
Fakat biz ülkücülüğümüzde daima gerçekçi olmayı ve girişilecek faaliyetlerde Türkiye'yi hiç bir zaman tehlikelere, risklere, maceralara sürüklemeyecek bir yol üzerinde bulunmayı esas kabul ederiz. Ülkücülüğümüz bir macera fikri değildir. Ülkücülüğümüz, Türk Milletinin en kısa yoldan, en kısa zamanda modern uygarlığın en üst kademesine yükseltilmesi, müreffeh, mutlu bir hayata erdirilmesi, kendi gücüyle ayakta durabilecek bir hale getirilmesi ve her çeşit korkudan, baskıdan uzak olarak, hür, müstakil yaşaması ülküsüdür. Bu ülkü aynı zamanda Türk olan herkese karşı ilgi ve sevgi göstermeyi, onların mutluluğunu dilemeyi ve onların mutluluğunu, Türkiye'yi risklere, tehlikelere maruz bırakmadan, bırakmaksızın, bırakmamak şartıyla sağlamaya çalışmayı içine alan bir ülkücülüktür.
|